Ana Sayfa Blog Sayfa 2

Bir Destinasyon İçin Marka Etkinlik Oluşturmak

0

Marka Etkinlik Projesi: Bir Destinasyona Sağladığı Katkılar

Bir marka etkinlik projesi, bir destinasyonun tanıtımını ve bilinirliğini artırmak amacıyla düzenlenen kapsamlı bir organizasyondur. Bu tür etkinlikler, markanın hedef kitlesi ile doğrudan iletişime geçmesini sağlayarak hem markanın hem de destinasyonun bilinirliğini ve cazibesini artırır. Bu blog yazısında, bir marka etkinlik projesinin nasıl oluşturulacağı ve bu etkinliğin bir destinasyona sunacağı katkıları detaylı bir şekilde ele alacağız.

Marka Etkinlik Projesi Nasıl Oluşturulur?

Hedef Belirleme:

İlk adım, etkinliğin amacı ve hedef kitlesini belirlemektir. Marka, hangi mesajı iletmek istediğini ve kimlere ulaşmak istediğini net bir şekilde tanımlamalıdır. Örneğin, genç bir kitleye hitap eden bir spor markası, enerji ve dinamizmi ön planda tutan bir etkinlik düzenleyebilir.

Destinasyon Seçimi:

Etkinlik için uygun bir destinasyon seçmek, projenin başarısı için kritik öneme sahiptir. Seçilen yer, markanın imajına ve etkinliğin temasına uygun olmalıdır. Aynı zamanda, ulaşım kolaylığı, konaklama seçenekleri ve yerel altyapı gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Etkinlik Tasarımı:

Etkinliğin konsepti, içerikleri ve aktiviteleri dikkatlice planlanmalıdır. Etkinlik programı, katılımcıların ilgisini çekecek ve onları markayla etkileşime geçirecek şekilde hazırlanmalıdır. Workshoplar, sergiler, konserler ve yarışmalar gibi çeşitli aktiviteler bu aşamada belirlenebilir.

İşbirlikleri ve Sponsorlar:

Başarılı bir marka etkinliği için yerel yönetimlerle, işletmelerle ve diğer markalarla işbirlikleri yapılmalıdır. Sponsorlar, etkinliğin finansal yükünü hafifletirken, aynı zamanda etkinliğin daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı olabilir.

Tanıtım ve Pazarlama:

Etkinlik öncesinde, sırasında ve sonrasında etkili bir tanıtım kampanyası yürütülmelidir. Sosyal medya, basın bültenleri, reklamlar ve influencer işbirlikleri bu süreçte kullanılabilir. Ayrıca, etkinlik sonrası geri bildirimler toplanarak gelecekteki etkinlikler için iyileştirme alanları belirlenmelidir.

Marka Etkinliğinin Destinasyona Katkıları

Ekonomik Katkılar:

Marka etkinlikleri, destinasyon ekonomisine önemli katkılar sağlar. Etkinlik boyunca konaklama, yeme-içme, ulaşım ve alışveriş gibi hizmetlere olan talep artar. Bu da yerel işletmelerin gelirlerini artırır ve yeni iş fırsatları yaratır. Özellikle turistik destinasyonlarda, etkinlik sonrası dönemde bile turizm gelirlerinde artış gözlemlenebilir.

Tanıtım ve Bilinirlik:

Etkinlikler, destinasyonun ulusal ve uluslararası arenada tanıtılmasına yardımcı olur. Medya organları ve sosyal medya platformları aracılığıyla yapılan paylaşımlar, destinasyonun bilinirliğini artırır. Bu durum, gelecekte daha fazla turistin bölgeyi ziyaret etmesini teşvik eder.

Sosyal ve Kültürel Etkiler:

Marka etkinlikleri, yerel halkın sosyal ve kültürel hayatını zenginleştirir. Etkinlikler sırasında düzenlenen konserler, sergiler ve diğer kültürel aktiviteler, bölge halkının sanat ve kültürle daha fazla etkileşime geçmesini sağlar. Ayrıca, etkinlikler sırasında farklı kültürlerden insanların bir araya gelmesi, kültürel alışverişi teşvik eder.

Altyapı Gelişimi:

Büyük çaplı marka etkinlikleri, destinasyonun altyapısının geliştirilmesine katkıda bulunur. Etkinlik için yapılan yatırımlar, yol, ulaşım, konaklama ve diğer altyapı unsurlarının iyileştirilmesini gerektirir. Bu da, uzun vadede destinasyonun genel çekiciliğini ve yaşam kalitesini artırır.

Marka ve Destinasyon İmajının Güçlenmesi:

Etkinlikler, hem marka hem de destinasyon imajının güçlenmesine yardımcı olur. Başarılı bir etkinlik, markanın güvenilirliğini ve prestijini artırırken, destinasyonun da cazip ve dinamik bir yer olarak algılanmasını sağlar. Bu durum, hem marka sadakatini hem de destinasyonun turistik değerini yükseltir.

Sonuç

Bir marka etkinlik projesi, hem marka hem de destinasyon için büyük fırsatlar sunar. Doğru planlama ve uygulama ile bu tür etkinlikler, ekonomik, sosyal, kültürel ve tanıtım açısından önemli katkılar sağlayabilir. Bu nedenle, markaların etkinlik projeleri oluştururken dikkatli ve stratejik olmaları, destinasyon yönetimleri ile işbirliği yapmaları ve etkinliğin her aşamasında profesyonel yaklaşımlar sergilemeleri gerekmektedir. Marka etkinlikleri, sadece kısa vadeli kazançlar değil, uzun vadeli olumlu etkiler yaratma potansiyeline sahiptir ve bu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi, hem marka hem de destinasyon için büyük bir başarı hikayesi yaratabilir.

DMC Nedir? Ne İş Yapar

0

DMC’ler Nedir? Ne İş Yapar?

DMC Nedir?

DMC, “Destination Management Company” (Destinasyon Yönetim Şirketi) ifadesinin kısaltmasıdır. Bu şirketler, belirli bir destinasyonda uzmanlaşmış ve o bölgeyi ziyaret eden gruplar için profesyonel hizmetler sunan firmalardır. DMC’ler, yerel bilgi ve ağlarını kullanarak müşterilerine benzersiz ve sorunsuz bir deneyim yaşatmayı amaçlarlar. Turizm sektörü içinde önemli bir rol oynayan bu şirketler, özellikle kurumsal etkinlikler, konferanslar, teşvik gezileri ve özel organizasyonlar için tercih edilirler.

DMC’ler Ne İş Yapar?

DMC’ler, bir destinasyonda kapsamlı hizmetler sunarak ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılar. İşte DMC’lerin başlıca hizmet alanları:

1. Etkinlik Planlama ve Yönetimi

DMC’ler, müşterilerin ihtiyaçlarına göre özel etkinlikler planlar ve yönetir. Bu etkinlikler arasında konferanslar, seminerler, ürün lansmanları, kurumsal toplantılar ve gala geceleri yer alır. Etkinliklerin her aşamasını, mekan seçiminden lojistiğe, dekorasyondan teknik desteğe kadar organize ederler.

2. Konaklama ve Ulaşım

DMC’ler, müşterileri için en uygun konaklama ve ulaşım seçeneklerini düzenler. Otel rezervasyonları, havaalanı transferleri, şehir içi ulaşım ve VIP hizmetler gibi detayları kapsar. Bu sayede müşteriler, konforlu ve sorunsuz bir seyahat deneyimi yaşarlar.

3. Tur ve Geziler

Bir destinasyonu tam anlamıyla deneyimlemek isteyen gruplar için özel tur ve gezi programları düzenlerler. Tarihi ve kültürel turlar, doğa gezileri, gastronomi turları ve özel ilgi alanlarına yönelik etkinlikler gibi çeşitli seçenekler sunarlar.

4. Yerel Rehberlik ve Destek

DMC’ler, bölgeyi çok iyi tanıyan yerel rehberler ve uzmanlar aracılığıyla müşterilere bilgi ve destek sağlar. Bu, müşterilerin destinasyonu daha iyi anlamalarına ve keyifli bir deneyim yaşamalarına yardımcı olur.

5. Teknik ve Lojistik Destek

Büyük ölçekli etkinlikler ve organizasyonlar için teknik ve lojistik destek sağlarlar. Ses ve ışık sistemleri, sahne kurulumu, AV ekipmanları ve teknik ekiplerin koordinasyonu gibi hizmetler sunarlar.

6. Kriz Yönetimi

Beklenmedik durumlar ve acil durumlar için kriz yönetimi planları hazırlar ve uygularlar. Bu, etkinliklerin ve gezilerin sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlar.

Neden DMC ile Çalışmalısınız?

DMC’ler, yerel bilgi ve uzmanlıkları sayesinde etkinlik ve seyahat planlamasında büyük avantajlar sunar. İşte DMC ile çalışmanın bazı faydaları:

  • Yerel Uzmanlık: Bölgenin kültürü, gelenekleri, mekanları ve en iyi hizmet sağlayıcıları hakkında derinlemesine bilgiye sahiptirler.
  • Ağ ve Bağlantılar: Yerel tedarikçiler, oteller, restoranlar ve diğer hizmet sağlayıcılarla güçlü ilişkiler kurmuşlardır, bu da daha iyi fiyatlar ve hizmetler almanızı sağlar.
  • Zaman ve Maliyet Tasarrufu: Tüm planlama ve organizasyon süreçlerini yönettikleri için zaman ve maliyet tasarrufu sağlarlar.
  • Kapsamlı Hizmetler: Tüm detayları düşünürler ve size sadece keyif almak kalır.

Farklı Bir Ülkede DMC ile Çalışırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Farklı bir ülkede DMC ile çalışırken başarılı ve sorunsuz bir deneyim yaşamak için dikkate almanız gereken bazı önemli noktalar vardır:

1. Referansları ve Tecrübeleri İnceleyin

Seçmeyi düşündüğünüz DMC’nin daha önce gerçekleştirdiği projeler ve müşteri referansları hakkında bilgi edinin. Bu, şirketin güvenilirliği ve tecrübesi hakkında fikir verir.

2. İletişim ve Dil Engelleri

DMC ile olan iletişiminizin sorunsuz olması için dil engellerini göz önünde bulundurun. Şirketin ekibinde sizinle rahatça iletişim kurabilecek, tercihen sizin dilinizi konuşan birinin bulunması önemlidir.

3. Yerel Yasalara ve Düzenlemelere Uyum

Farklı ülkelerdeki yasal düzenlemeler ve iş yapma biçimleri değişiklik gösterebilir. DMC’nin yerel yasalara ve düzenlemelere uyum sağladığından emin olun.

4. Kültürel Farkındalık

DMC’nin, çalıştığı bölgenin kültürel hassasiyetlerini ve geleneklerini iyi bilmesi önemlidir. Bu, etkinliklerinizi ve gezilerinizi planlarken kültürel uyumsuzlukları önler.

5. Detaylı Sözleşme ve Anlaşmalar

DMC ile yapacağınız anlaşmaların detaylı ve yazılı olmasına özen gösterin. Hizmetlerin kapsamı, maliyetler, iptal politikaları ve diğer önemli detaylar sözleşmede açıkça belirtilmelidir.

Sonuç

DMC’ler, destinasyonlarında uzmanlaşmış profesyonel hizmetler sunarak seyahat ve etkinlik planlamasında büyük kolaylık sağlarlar. Etkinliklerinizi ve gezilerinizi unutulmaz kılmak için bir DMC ile çalışmak, deneyiminizi en üst seviyeye çıkarır. Bu şirketler, yerel bilgi ve bağlantıları ile size mükemmel bir hizmet sunar, böylece siz sadece keyfini çıkarabilirsiniz.

20 Kurumsal Etkinlik Türü: Bilmeniz Gerekenler

0

20 Kurumsal Etkinlik Türü: Bilmeniz Gerekenler

“Kurumsal etkinlik” ifadesini duyduğunuzda aklınıza ne gelir? Muhtemelen toplantı odaları ve pahalı takım elbiseler canlanıyor. Ancak, her biri benzersiz amaç ve atmosfere sahip pek çok farklı kurumsal etkinlik türü olduğunu öğrenince şaşırabilirsiniz. İşletmeler, “kurumsal” olup olmamasına bakılmaksızın, çeşitli misyonlara, tarzlara ve kültürlere sahiptir, ancak toplantılar ve etkinlikler her işletmenin ayrılmaz bir parçasıdır.

Bu yazıda, 20 tür kurumsal etkinliği keşfedecek ve endüstrinin çeşitliliğini görebileceksiniz. Küçükten büyüğe, samimi iş toplantılarından büyük markaların etkinliklerine kadar birçok farklı etkinlik türünü keşfedeceğiz. İşletmeniz için hangi kurumsal etkinlik türlerinin doğru olduğunu keşfetmek için okumaya devam edin.

Kurumsal Etkinlik Hedefleri ve Amaçları

“Kurumsal etkinlik” ifadesi kulağa tamamen iş gibi gelse de, şirketler etkinlikleri çok çeşitli nedenlerle düzenler. Örneğin, bir etkinliğin amacı bilgi vermek veya ekip moralini yükseltmek olabilir. İşte en yaygın kurumsal etkinlik amaçlarından bazıları:

  • Bilgilendirme: Çalışanları veya meslektaşları, takım toplantıları, yuvarlak masa toplantıları, mali incelemeler ve konferanslar gibi etkinliklerde değerli bilgileri paylaşmak için bir araya getirmek.
  • Eğitim: Eğitim ve geliştirme, başarılı bir iş yürütmede hayati öneme sahiptir ve şirketler genellikle ilk yardım atölyeleri, iş başında beceri geliştirme veya takım oluşturma gezileri gibi derinlemesine eğitim etkinlikleri düzenler.
  • Tanıma: Çalışanlar, iş tatmin seviyelerini en çok etkileyen faktörlerden biri olarak tanınmayı sürekli olarak ön planda tutar. Çalışanları tanıyın, başarılarını kutlayın ve bir ödül töreni, şirket pikniği veya ekip takdir günü düzenleyerek minnettarlığınızı gösterin.
  • Proje: Topluluk ağ kurma etkinlikleri, üyelik kampanyaları ve kurumsal açık evler, işletmelerin yeni müşteriler bulmasına ve izleyici kitlesini genişletmesine yardımcı olabilir.
  • Satış: Şirketler, ürünlerini veya hizmetlerini tanıtmak için ticaret fuarları, ürün lansmanları ve diğer satış etkinlikleri düzenler.
  • Sosyalleşme: Daha misafirperver bir işyeri ortamı yaratın, çeşitliliği ve kapsayıcılığı destekleyin ve çevrenizdeki insanları tanıyın. Tatil partileri ve mesai sonrası toplantılar, kurumsal sosyal etkinliklerin harika örnekleridir.
  • Toplum Oluşturma: Küçük ve büyük işletmeler, atölye çalışmaları, web seminerleri, bağış kampanyaları ve diğer topluluk etkinlikleri düzenleyebilir. Wellness atölyeleri, CPR eğitimi ve diğer yerel etkinlik fikirleri düzenleyerek, şirketler topluluklarla bağ kurabilir ve saygın birer şirket olarak itibarlarını güçlendirebilirler.

Kurumsal Etkinlik Türleri

1. Yuvarlak Masa Toplantıları

Yuvarlak masa toplantıları, tek bir moderatör tarafından yönetilen tartışma tabanlı iş toplantılarıdır. Katılımcılar, belirli bir konuyla ilgili çeşitli perspektif ve görüşler sunar. Genellikle 20 kişiden az katılımcıyla yapılan bu toplantılar, bir veya iki saat sürer ve yüz yüze veya uzaktan gerçekleştirilebilir.

2. Özel Partiler

İşletmeler, doğum günleri, yıldönümleri, emeklilikler ve tatiller gibi özel günleri kutlamak için özel partiler düzenler. Bu tür etkinliklerin planlama gereksinimleri büyük ölçüde değişir.

3. Takım Oluşturma Etkinlikleri

Takım oluşturma etkinlikleri, iletişimi geliştirmek, güven oluşturmak, çatışmaları çözmek ve çalışanları motive etmek gibi çeşitli hedeflere ulaşmak için düzenlenir. Bu etkinlikler, çalışanlar arasında daha güçlü bağlar kurar ve iş becerilerini geliştirir.

4. Hissedar Toplantıları

Hissedar toplantıları, özel ve halka açık şirketler için düzenleyici gerekliliklerdir. Hissedarlar, yöneticiler ve diğer hissedarlar, kritik kurumsal meseleleri tartışmak için bir araya gelir.

5. Yönetim Kurulu Toplantıları

Yönetim kurulu toplantıları, düzenli olarak yapılan ve yalnızca şirketin yönetim kurulu üyelerinin katıldığı resmi etkinliklerdir. Bu toplantılarda finansal gelişmeler, politika değişiklikleri ve şirketin mevcut durumu gibi konular ele alınır.

6. Sağlık ve Zindelik Etkinlikleri

Şirketler, çalışanların genel sağlığını ve kişisel memnuniyetini artırmak için sağlık ve zindelik etkinlikleri düzenler. Yoga dersleri veya ekip meydan okumaları gibi küçük etkinlikler ofiste veya yakındaki halka açık bir alanda düzenlenebilir.

7. Müşteri ve Müşteri Takdir Etkinlikleri

Sadık müşterilere ve iş getiren müşterilere teşekkür etmek için düzenlenen etkinliklerdir. Restoranlar, şarap imalathaneleri, müzeler gibi benzersiz mekanlarda düzenlenebilir.

8. Çalışan Takdir Etkinlikleri

Çalışan takdir etkinlikleri, çalışanlara yönelik özel etkinliklerdir. Sinema gezisi, şirket pikniği veya sürpriz yarım gün gibi etkinliklerle çalışanlara minnettarlığınızı gösterin.

9. Ödül Törenleri

Ödül törenleri, olağanüstü çalışanları, yöneticileri ve diğer personel üyelerini tanımak için düzenlenir. Bireysel ve kolektif başarıları ödüllendirin ve çalışanları özverili çalışmaları için takdir edin.

10. Dönüm Noktası Kutlamaları

Şirketin tarihinde veya liderlik topluluğunda önemli dönüm noktalarını kutlamak için düzenlenen etkinliklerdir. Şirketin beşinci, onuncu veya yirminci yılı gibi önemli yılları veya yönetici emekliliklerini kutlamak için düzenlenir.

11. Ağ Kurma Etkinlikleri

Çalışanların tutkularını keşfetmelerine ve çeşitli endüstrilerdeki profesyonellerle bağlantı kurmalarına yardımcı olmak için düzenlenen gayri resmi etkinliklerdir.

12. İş Seminerleri

Seminerler, katılımcılara belirli bir konu hakkında eğitim veya değerli bilgiler sağlayan daha küçük programlardır. Kişisel gelişim ve iş stratejisi gibi konular sıklıkla ele alınır.

13. Ürün Lansmanları

Yeni bir ürünü tanıtmak ve satışlarını artırmak için düzenlenen yüksek prodüksiyonlu etkinliklerdir. Gazeteciler, blog yazarları, etkileyiciler ve potansiyel müşteriler davet edilir.

14. Bağış Toplama Etkinlikleri

Şirketler, topluluk organizasyonları, hayır kurumları ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarla iş birliği yaparak bağış toplama girişimleri düzenler.

15. Şirket İçi Eğitim Kampları

Çalışanları iş dışı bir ortamda bir araya getirerek işbirliği yapmak, eğitim almak, güven oluşturmak ve sosyal ilişkiler kurmak amacıyla düzenlenen etkinliklerdir.

16. Teşvik Gezileri

İşletmelerin belirli hedeflere ulaşan veya olağanüstü performans gösteren çalışanları ödüllendirmek için düzenlediği etkinliklerdir. Bu geziler, çalışanları motive etmek ve bağlılıklarını artırmak için harika bir yoldur.

17. Fuarlar

Fuarlar, işletmelerin ürünlerini, hizmetlerini ve yeniliklerini tanıtmak için düzenledikleri büyük ölçekli etkinliklerdir. Bu etkinlikler, geniş bir kitleye ulaşmak ve potansiyel müşterilerle bağlantı kurmak için harika bir fırsattır.

18. Kongreler

Kongreler, geniş bir katılımcı kitlesine hitap eden büyük ölçekli toplantılardır. Bu etkinlikler, belirli bir sektör veya konu etrafında bilgi paylaşımını ve işbirliğini teşvik eder.

19. Webinarlar

Webinarlar, çevrimiçi olarak gerçekleştirilen eğitim veya bilgi paylaşımı etkinlikleridir. Bu etkinlikler, geniş bir izleyici kitlesine ulaşmak ve belirli bir konu hakkında derinlemesine bilgi sağlamak için idealdir.

20. Açık Kapı Günleri

İşletmelerin potansiyel müşterilere, iş ortaklarına ve topluluk üyelerine kapılarını açarak faaliyetlerini ve ürünlerini tanıttığı etkinliklerdir. Bu etkinlikler, işletmenin itibarını ve bilinirliğini artırmak için harika bir fırsattır.

Canlı, Sanal ve Hibrit Kurumsal Etkinlikler

Tüm etkinlikler üç ana kategoriye ayrılır: canlı, sanal veya hibrit. Hangi tür kurumsal etkinliklerin ihtiyaçlarınıza, hedeflerinize ve bütçenize en uygun olduğunu belirlemek için her kategoriyi gözden geçirin.

  • Canlı Etkinlikler: Ev sahipleri, konuşmacılar, sunucular ve izleyicilerin aynı fiziksel alanda bulunduğu etkinliklerdir. Canlı etkinlikler belirli bir tarih, saat ve yerde gerçekleşir.
  • Sanal Etkinlikler: Sanal toplantı platformları ve mobil uygulamalar sayesinde, birçok kurumsal etkinlik uzaktan gerçekleştirilebilir. Katılımcılar ve ev sahipleri gerçek zamanlı olarak etkileşime girer.
  • Hibrit Etkinlikler: Hem canlı hem de sanal unsurları içeren etkinliklerdir. Örneğin, yüz yüze bir etkinlik çevrimiçi bir izleyici kitlesine canlı olarak yayınlanabilir.

Kurumsal etkinlik planlayıcıları ve işletmeler, ihtiyaçlarına, hedeflerine ve bütçelerine en uygun etkinlik türlerini seçebilir.

Şirketinizde Farklı Kurumsal Etkinlik Türlerini Deneyin

Artık kurumsal etkinliklerin çeşitli dünyasını keşfettiğinize göre, ne kadar çok çeşitlilik olduğunu görmek kolaydır. İki etkinlik birbirinin aynısı olmasa da, temel planlama unsurlarına bağlı kalarak etkinliğin başarısını sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medya Neden Turizm Endüstrisi İçin Olmazsa Olmaz Bir Pazarlama Kanalı Olmalıdır?

0

Turizm sektöründe faaliyet gösteriyorsanız, sosyal medyanın gücünü göz ardı edemezsiniz. Dünya genelinde 4.55 milyar insan aktif bir şekilde sosyal medya kullanıyor ve şaşırtıcı bir şekilde, uyanık saatlerimizin %15’ini bu platformlarda geçiriyoruz. Bu, turizm işletmeleri için daha fazla rezervasyon anlamına gelir.

Sosyal medyanın turizme etkisi büyük ve özellikle genç demografikler için çok etkili. Z Kuşağı gezginlerin %46’sı Instagram’ın seyahat kararlarını etkilediğini, %50’sinin ise Facebook gönderilerinden ilham aldığını söylüyor. Y kuşağı da sosyal medyaya açık ve %51’i seyahat kararlarını Facebook etkileşimlerinden etkilenerek alıyor. Bu, pazarınıza kolayca ve uygun maliyetle ulaşabileceğiniz büyük bir kitle anlamına gelir.

Sosyal medyanın turizm pazarlamasındaki rolüne daha yakından bakalım ve müşteri yolculuğunun hangi aşamalarında etkili olabileceğini inceleyelim.

Sosyal Medyanın Turizmdeki Rolü

Farkındalık Oluşturun ve İlham Verin

Sosyal medya, tur operatörlerine ürünlerini veya hizmetlerini tanıtmaları ve dünya genelindeki eşsiz yerleri keşfetmek isteyenlere ilham vermeleri için mükemmel bir platform sunar. Seyahatle ilgili paylaşımlar, insanların seyahat isteklerini uyandırır ve farkındalık yaratır. Sadece turlarınızı veya etkinliklerinizi tanıtmakla kalmayın, aynı zamanda bulunduğunuz destinasyonun benzersizliğini vurgulayın.

Seyahat Planlamasına Yardımcı Olun

Sosyal medya, müşterilere seyahat planları yapmalarında yardımcı olabilir. Hızlı güncel videolarla en iyi seyahat zamanlarını paylaşarak, yaklaşan etkinlikleri duyurarak ve seyahatle ilgili faydalı ipuçları vererek potansiyel misafirlerinizi etkileyebilirsiniz.

Rezervasyon Sürecini Kolaylaştırın

Çevrimiçi rezervasyonlar, çeşitli kaynaklardan gelir, bu nedenle trafiği kendi rezervasyon web sitenize yönlendirmeniz önemlidir. Her zaman erişilebilir ve sorunsuz bir çevrimiçi rezervasyon sistemi kullanmak da gereklidir. Ayrıca, bayiler ve çevrimiçi seyahat acenteleri için gerçek zamanlı rezervasyonları mümkün kılmalısınız.

Deneyimleri Paylaşma

Turizm endüstrisinde, insanların deneyimlerini sosyal medyada paylaşmaları önemlidir. Bu paylaşımlar, güvenilir bir referans kaynağı haline gelir ve arkadaşlar ve aileler arasında bir sonraki tatil planını etkileyebilir. Müşteri incelemelerini izlemek ve değerlendirmek, işletmenizin itibarını yönetmek açısından önemlidir.

Tur Operatörleri için Sosyal Medya Pazarlamasının Faydaları

Sosyal medya pazarlaması, tur operatörlerine bir dizi fayda sunar:

Gelişmiş Marka Bilinirliği

Sosyal medya, marka bilinirliğinizi artırmanın etkili bir yoludur. Aktif bir sosyal medya varlığı, daha geniş bir kitleye ulaşmanıza ve pazarda daha fazla görünürlük elde etmenize yardımcı olabilir.

Artan Müşteri Katılımı

Sosyal medya, müşteri katılımını artırmanın güçlü bir yoludur. Müşterilerinizle etkileşim kurarak soruları yanıtlayarak ve geri bildirimleri dinleyerek daha iyi bir müşteri deneyimi sunabilirsiniz.

Hedef Kitleye Ulaşım

Sosyal medya platformları, hedeflediğiniz demografiklere ve ilgi alanlarına göre reklamlarınızı optimize etmenize olanak sağlar. Bu, reklamlarınızın daha etkili olmasını sağlar.

Müşteri Bağlılığını Artırma

Müşterilerinizi düzenli olarak bilgilendirmek ve eğlendirmek, müşteri bağlılığını artırmanın bir yoludur. Sosyal medya, sadık müşterilerinizi korumanıza yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, sosyal medya turizm işletmeleri için güçlü bir pazarlama aracıdır ve doğru şekilde kullanıldığında daha fazla müşteri çekebilir ve rezervasyonları artırabilir. Sosyal medya stratejinizi oluştururken hedef kitlenizi, içerik stratejisini ve etkili metrikleri düşünmeyi unutmayın.

Bütün Dertler Bitti Bu Mu Kaldı? – Turizm Sektöründe Dekarbonizasyon

0

Dünya’daki tüm politika belirleyiciler ve iklim koruyucular, karbon emisyonunu düşürmek ve dekarbonizasyon sağlamak için ortak masalarda buluşuyorlar. (Turizm sektörü olarak olmadığımız masa yok.😎) Turizm sektörü de Koronavirüs gibi bir salgınla mücadele ederken çok hızlı dönüşüp yeni trendlere ayak uydurmasına rağmen, Dekarbonizasyon konusunu gündeme aldı. Çünkü bu konu yakın gelecekte turizmcileri ve destinasyonları yakından etkileyecek. 

Bütün dertler bitti bu mu kaldı? diye düşündüğünüzü duyar gibiyim. Kısa vadeli planlarımızda yapılacak çok şey varken, dekarbonizasyon nereden çıktı diye düşünüyorsanız, herkesin dilindeki sürdürülebilirlik kavramını hala anlayamamışız demektir.

Dekarbonizasyon, turizm sektörü için en az internet kadar oyun değiştirici olacak. 

Dünya; karbon ayak izinin sıfırlanması veya azaltılması için yürüttüğü çalışmaları teknolojiyle ve çeşitli ekonomik teşvikler veren politikalarla destekliyor. Özellikle kurumsal şirketler bu konuda çeşitli çalışmalar yürütüyorlar. Böylelikle tüketicinin önüne aslında istedikleri gündemi getirerek, satın alma tercihlerini yönlendirecek maddeler koyuyor. 

Özellikle 2017 yılından bu yana yaptığı tüm politikalarda gündeme getirmeye çalıştığı bu konuyu Koronavirüs salgını biraz ertelese de çalışmalarını yürütmeye devam ettiler. Bir çok turizm pazarlama uzmanı, SWOT değerlendirmelerinde olası riskleri, krizleri hesaplamasına rağmen hiçbiri seyahatlerin kısıtlanacağını düşünmemişti.

Ancak alınan darbeler ve yaşanan krizin çok ötesinde bir iklim krizi beklendiğinin de farkındalar. Zira; sürdürülebilir turizm politikası üzerine çalışan akıllı pazarlamacılar iklimi değişen ve farklılaşan bölgelerin, turistik açıdan çekiciliğini yitireceğini düşünüyorlar. Haklılar da.  Bu sebeple, turizm endüstrisinde bazı iş yapış tarzlarının kökten değişmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Hatta bir çoğu uyguluyor da. Ancak küresel pandemi, ekonomik problemler gibi sebeplerle kademeli olarak ilerliyorlar. 

Örneğin bazı ülkeler, halka açık ve kamusal şirketlerin iklim ile ilgili yaptığı harcamaların kamuya duyurulmasını zorunlu hale getirecek politikalar düzenledi. Ekonomilerini az seviyede etkileyecek konulara yasaklamalar getirdi. 

Trenle 2 Buçuk Saatte Gidilebilecek Yerlere Uçak Seferleri Yasaklanıyor

Fransa Hükümeti, ülkede faaliyet gösteren bazı hava yolu şirketlerine kredi verilmesini onaylamak için trenle 2 buçuk saat gidilebilecek destinasyonlara uçuşların yapılmaması şartını koştu. İç Hat uçuşlarının %40 azaltılması için taahhüt aldı. 2021 yılı sonuna kadar uçuşları tamamen bitirmenin yollarını arıyor. Böyle bir tren yolculuğu uçak yolculuğunda salonacak karbona nazaran 77 kat daha az olduğundan, yasaklanabilecek çoklu uçuşların dünya iklimine katkısı çok yüksek seviyede olacak. 

Bir çok ülke benzer uygulamaları zaten sergiliyordu. Örneğin Avusturya’da, 350 km altı uçuş yapmak isteyen kişiler uçak biletlerine 30€ vergi ödüyor. Trenle üç saatten kısa sürecek yolculuklar için yine uçuşlar bu ülkede de yasak. 

İklim savunucularınca beğenilen bu uygulamalar bazı ülkelerde anlaşmazlıklara da sebep olabiliyor.  2019 yılında Hollanda ve Brüksel arasında 93 Mil’den kısa destinasyonlara uçuşun yasaklanması oylandı, ancak Avrupa Komisyonu’nun serbest dolaşım ilkelerini çiğnemesi üzerine bu yasak uygulanmadı. (Kaynak)

Bana kalırsa da, bu tür uygulamalar tamamen yasaklanmanın dışında bir yol ile ilerletilmeli. Ek vergiler bindirilmesi ve toplanan vergilerin karbon salınımını azaltılmaya yönelik kullanılması daha mantıklı bir yol gibi duruyor. Doğası ve iklimi sayesinde rahat nefes aldığımız bu dünyayı korumak için elimizden gelenin fazlasını yapmak zorundayız. 

Bu sebeple halkı bilinçlendirmek ve iklim koruması üzerine çalışmalar yürütmek tüm toplumların vazgeçilmezi olmalı. Ancak bunu sağlıklı bir şekilde ele almazsak farklı grupların manüplasyonu haline gelebilir. Dolayısıyla çevreciliği “elit” bir gereklilik olması algısından çıkarmak gerekiyor. İklimin değişmesi, elit bir sorun olmanın ötesinde toplumun herkesimini etkileyen bir sorun olarak görülmeli ve sahiplenilmeli. 

Sahiplenmiş olalım veya olmayalım, şirketler, toplumlar ve ülkeler karbon ayak izi konusunda ciddi çalışmalar yürütüyor. Yukarıda bahsettiğim gibi bazı ülkelerde seyahat etme şekillerini bile değiştiren bu konu, sürdürülebilir turizm faaliyetleri açısından hem halk nezdinde hem şirketler nezdinde ciddi öneme sahip.

Hazırlıksız Yakalanmamalıyız!

Covid’in küresel bir salgın haline gelmesiyle, hazırlıksız yakalandığımız seyahat ihtiyaçlarımızın değişimi gibi, iklim problemlerinin getireceği değişikliklere de hazırlıksız yakalanmamamız gerekiyor. Dünya’nın bir çok ekonomisini turizm ayakta tutuyor. Ekonomiyi ayakta tutmasının ötesinde, insanların keşfetme, sosyalleşme ve dinlenme arzusunun en temel karşılığı turizm sayesinde alınabiliyor. Bunların olmadığı bir dünyayı hangimiz hayal edebiliyoruz? Ya da şöyle sorayım bunların azaldığı bir dünyada 2020’den bu yana çok fazla bunalmadık mı? 

Farklı sebeplerden, örneğin iklim krizleri sebebiyle bir kez daha kısıtlamalara maruz kalsak ne kadar kötü olur değil mi? Yahut destinasyonlarımız ve turizm işletmelerimiz, kısıtlamalar sebebiyle gelmeyen yabancı turistler sebebiyle ne kadar zor durumda kaldı değil mi? Bazıları ise, farklı alternatifler üreterek yerli turistlere olabildiğince hızlı şekilde yöneldi ve pazarlarını dengeledi, yabancı turiste olan bağlılıklarını azalttı. Biz Türkiye’deki turizm işletmeleri olarak maalesef bu konuda oldukça yavaş kaldık diye düşünüyorum. Sonunda yine bazı hamleler yapsakta, ciddi anlamda zaman kaybettik. 

İklim Krizi’nde de yapılabileceklere önceden hazırlıklı olabilirsek, tüm destinasyonların bir adım önüne geçebiliriz diye düşünüyorum. 2030’lu, 2040’lı yıllarda bile bizi Turizm konusunda zirveye ancak bu tarz hazırlıklar taşıyacak. Bugün bu konulara yapılacak yatırımlar ve geliştirilecek politikalar, yarın hem iklimin korunması hem turizmin sürdürülebilmesi adına inanılmaz bir kazanç sağlayacak. 

Ne Yapmak Gerekiyor? 

Dünya üzerinde bulunan bu tip iklim krizleri için çözümler üreten sivil toplum kuruluşlarını desteklememiz ve politika belirleyicilere yön veren bu kurumlarda etkin roller oynamamız gerekiyor. Buralarda rol alma konusunda geç kalmamız durumunda, ne kadar güzel düzenlemeler yaparsak yapalım tanıtımı ve pazarlanması hususunda eksik kalacağımızı düşünüyorum. Bu tip sivil toplum kuruluşları küresel şirketler tarafından desteklenmesi ve tüketicilerin de takip etmesi sebebiyle ciddi güçlere sahipler. Bu güce güvenin🙂 (Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya selam olsun).

Özellikle karbon ayak izinin azaltılması ve nötrlenmesi adına fosil yakıtların azaltılması ciddi önem taşıyor. Bunun elektrikli uçaklar üretmek, hidrojenle çalışan uçaklar ve hyperloop tren projeleri gibi çözümleri olsa da, bizim bu teknolojilere erişmemiz ciddi zamanlar alacaktır. 

Bu sebeple, daha hızlı aksiyon alınabilecek ve kolay yönetilebilecek projeler geliştirmek gerekiyor. Doğu Ekspresi örneği bu konuda en sevdiğim örneklerden. Kars gibi uzak bir destinasyona bile tren yolu ile seyahat çok ciddi derecede insanların ilgisini çekti. Bölgeyi turistik açıdan kalkındırdı. Bu sayede yeni turistik trenler alındı ve bir pazar gelişti. Bu gelişen pazar, bölge ekonomisini de olumlu etkiledi ve tersine göç başlattı. Bu ekonomik kalkınma; Bakanlık, Acenteler, Influencerlar, Yerel Yöneticiler’in güçlü koordinasyonu ile daha ilerilere de taşınabilir. 

Bu örnekten yola çıkılarak, bizler de karbon ayak izinin azaltılması adına tren ile seyahati mümkün olabilecek destinasyonlara yatırımlar yapabiliriz veya yeni tren güzergahları oluşturarak bu bölgelere alt yapı yatırımları yapabiliriz. Tabii ki altyapı yatırımları yapmak, havalimanları yerine turistik garlar inşaa etmek bu sürecin başlangıç noktası. Güçlü bir pazarlama ve sürdürülebilirlik odağında tüm destinasyonun ürünlerini geliştirmek gerekiyor. Yani biz güzel bir tren garı kurup, tren ile turisti getirdiğiniz destinasyonda turistleri doğası tahrip edilmiş, doğaya aykırı yapılaşmış bir bölgeye götürürsek bu konuda sınıfta kalırız. Yaptığımız tüm pazarlama faaliyetleri ve çalışmalar çöpe gider. 

Özellikle oluşturacağımız veya geliştireceğimiz destinasyonun hangi hedef pazara hitap edeceğini de belirlemek gerekiyor. Ekoturizm odaklı hedef pazarlar belirleyerek bu pazarlar özelinde çalışmak gerekiyor. Örneğin, karbon ayak izi nötr olarak pazarlamasını yaptığımız bir destinasyonun uçak ile 12 saat yolculuk edilecek bir ülkeden turist beklemiyor olması gerekiyor. İlgili konuya en çok hassasiyet gösteren yakın bölge ülkelerini hedeflemek burada en doğru çözüm yolu olacaktır. 

Hedeflenen pazarları seçtikten sonra tek yapmamız gereken şey turistleri ağırlamak olacak. Bu ağırlama süresinde onlara ne gibi deneyimler sunacağımızı, hangi politikalar ile bu deneyimleri sunacağımızı ve bu deneyimleri sunacak kişilerin iklim konusunda eğitilip-eğitilmediklerini de şimdiden planlamamız gerekiyor. Fransa, İngiltere, Macaristan gibi ülkeler sıfır karbon ayak izi/sıfır emisyon konusu hedeflerini yasalaştırdılar bile. Bu hedefi tutturacak kim? Gelecek nesiller ve bölgede yaşayan toplum. Yani, 2030’lara ve 2040’ların Turizm politikalarına yatırım yapmayı planlıyorsak şimdiden çalışmalara başlamamız ve liderlik etmemiz gerekiyor. 

Liderlik ettiğimiz tüm çalışmalarda ısrarcı olmamız gerekiyor. Sık karar değiştirici politikalar izlemememiz ve  verdiğimiz sözleri, planladığımız tüm aşamaları birbiriyle bağlantılı şekilde koordine etmemiz gerekiyor. Bu konuya ilgi arttığı andan itibaren geçmişte yaptığımız tüm eylemlerde bir açık bırakmamamız gerekiyor. 

Kongre ve organizasyonlar için ev sahipliği yapacak destinasyonların ve otellerin karbon ayak izi konusunda çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Özellikle karbon ayak izi konusunda farkındalık oluşturabilmek adına ciddi çalışmalar yürüten şirketlerin uzun uçuşlar içerek organizasyonlara da ciddi kısıtlamalar getireceğini düşünüyorum. Özellikle uluslararası pazarlara hitap eden MICE destinasyonlarının bu süreci doğru yöneterek farklı pazarlara da açılması gerekiyor. 

Özellikle Türkiye’de karbon ayak izinin azaltılması veya nötrleştirilmesi için hareket eden etkinlikler mevcut. Organizasyonu içerisinde bulunduğum bir kaç etkinliğin de aynı şekilde karbon ayak izini nötürledik. 

Bazı topluluklar karbon ayak izinin nötürlenmesi için özel çalışmalar yürütüyor. Belirli bütçeler ödeyerek bu çalışmaları destekleyip, karbon nötür olabiliyorsunuz. Ancak yine bazı politikalarla, karbon ayak izi yüksek oranda olanların çalışmalara ödeyecekleri rakamlarda kademeli olarak yükseltilecek. Yani doğaya en çok ayak izi bırakan şirketler, en yükek faturaları ödeyecekler. 


Turizmin Geleceği için, iklim krizine karşı tüm turizm bileşenlerinin üstlerine düşen rolü alarak bu anlamda hareket etmesi gerekiyor. Bugünün penceresinden bakıldığında; ülkemiz gündemi için gereksiz addedilebilecek bu konu,  Turizmin Geleceği’ni etkileyen en temel problemlerden olacak. İklim konusunda detaylı çalışmalar yürütmek, uzun vadede sürdürülebilir turizmde başarıya gidebileceğimiz tek yoldur. 

Korona’nın Turizm Sektörüne Etkisi

0

Koronavirüs dünyada ciddi etkiler gösteriyor. Görüldüğü her ülkenin bir numaralı gündemi oluyor. Aralık 2019’da yayılmaya başlayan bu virüs, ülkemiz de başta olmak üzere bir çok ülkede görüldü. Tüm dünyada insanların ölümüne sebep oldu ve hayatı durma noktasına getirdi. Hatta ben bu yazıyı yazarken tüm ülkelerde 510.000’ doğrulanmış vaka var. Bu olayın ciddiyetini anlamamız için yeterli bir sayı olsa gerek. Son zamanlarda Dünya’da sadece oluşturduğu ürünlerin kalitesi ve Amerika ile ticareti konusunda anlaşmazlıklarıyla konuştuğumuz bir ülkenin, dünyayı bu denli etkileyebileceğini tahmin etmezdik.

Çin Dünya Turizm Ekonomisini Nasıl Etkiler?

Dünya’nın en çok seyahat eden ülkesi Çin. UNWTO’nun raporuna göre, Çinliler 2018’de 150 Milyon’dan fazla seyahat etti. 277 Milyar Dolar para harcadı. Hatta bir çok destinasyon Çin vatandaşlarına özel hizmetler geliştirdi. Bu hizmete yönelik istihdam sağlamak, ödeme teknolojilerini değiştirmek gibi bir çok adım attı. Ancak! Bir çok havayolu Çin’e olan uçuşlarının tümünü durdurdu.Hatta Çin’de bugün, ikinci bir gelişmeye kadar oturum izinleri de dahil olmak üzere tüm yabancıların ülkeye girişini yasakladı. Bazı şehirlerinde de karantina uygulamaya devam ediyor. Dolayısıyla bir çok havayolu, konaklama, yiyecek-içecek işletmesi bu yıl Çin’den gelen yolcuları -tüm dünya COVID-19’u atlatsa dahi- unutmak zorunda kalacak. Çünkü Çin ikinci bir salgın dalgasından çekiniyor. IATA, sırf Çin’den kaynaklı havayolu kaybının 30 Milyar Dolardan fazla olduğunu duyurdu. Zaten son yıllarda patır patır uçaklarını hangarlara çeken ve iflaslar açıklayan havayolu şirketleri için de inanılmaz hızlı bir çöküş yaşayacak.

Cruise Seyahati için de durum benzer. Amerika’dan sonra, Cruise Seyahat için en büyük pazar Çin. 2.4 Milyon Çin vatandaşı, Cruise seyahatlerine katılıyordu. Hatta 5 yıllık dönemde en büyük pazar olması bekleniyordu. Ancak, Diamond Princess’te gerçekleşen vaka sayıları ve ölümler dolayısıyla tüm Cruise gemileri Çin’e olan liman ziyaretlerini iptal etti. 12 Aydan daha kısa sürede başlamayacağı kesin olan seyahatler, bir çok şirket için marka algısı düşüşü sanırım kolay toparlanamayacak zararlara sebep olacaktır.

Ve MICE! Dünya ticaretinin küresel öncülerinden olan Çin, iş seyahati ve etkinlikler açısından da en çok faaliyet düzenleyen ülkelerden biri! Çin’in küresel dolaşıma az katılması ve küresel salgının devamının ön görülmesi, MICE sektörü için maalesef büyük bir Çin darbesi olacak.

Tabii ki burada yalnızca Çin’in etkisini konuşmak yanlış olacaktır. Küresel etkisi daha ağır olacak bu salgını iyi kavramak gerekiyor.

Küresel Turizm Ekonomisine Etkisi Nasıl Olacak?

Bazı kaynaklara göre turizm ekonomisi; her yıl 6 Trilyon $ gelir ve 319 Milyon kişinin istihdamını sağlayan bir ekonomi. Bu ekonomik döngü içerisinde oteller, perakende, yiyecek-içecek şirketleri, otobüs firmaları, havayolları firmaları, teknoloji firmaları, kongre, etkinlik, fuar firmaları ve tüm bunlara tedarik sağlayan şirketler bulunuyor. Turizm sektörü, tüm dünya ekonomisinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla denilen (GDP)’nin %10,4’ünü ve tüm dünya istihdamının da %10’unu karşılayan bir sektör. Turizm sektörünün sarsılması demek, şüphesiz küresel bir ekonomik kriz zincirini başlatacaktır.

Salgınların ve terör olaylarının turizm sektöründe büyük etkiler gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Sars’tan ve Ebola’dan sonra sektörün nasıl etkilendiğini gördük. Amerika’da 9 Eylül saldırılarından, Paris’te gerçekleştirilen, İstanbul’da Havalimanı’nın bombalanması ve Sultanahmet’te yaşanan patlamalar sonrasında turizm sektöründe yaşanan düşüşleri hepimiz beraber yaşadık. Korona virüsün de tahmin edilenden daha uzun süreceğinin anlaşılmasıyla beraber sektör krizi atlatamayacağını yüksek sesle dillendirir hale geldi. 2020 Ocak ayında umursamadığımız korona, küresel turizm ekonomisinin önündeki en büyük engel.

Biliyoruz ki Sars ve Ebola’nın etkisinden daha fazla bi durgunluk süreci yaşayacağız. Tüm şehirler, metropoller, ülkeler sokaklardan çekilip evlerine kapanmışken bu etkinin çabuk geçebileceğini hayal etmek, sanırım ütopya olur. Çünkü Sars yayılırken sosyal medya ve iletişim kanalları yok denecek kadar azdı. Ancak bugün, Korona ile ilgili dünyada yaşanan tüm olayları an be an sosyal medyadan takip edebiliyoruz. Bu da psikolojimizi olumsuz yönde etkiliyor. Tüm satınalma tercihlerimizi, hareket tercihlerimizi bu yönde kısıtlıyoruz. Önlemleri, yapılması gerekenleri hızlı bir şekilde -bir çok bilgi kirliliği dolaşmasına rağmen- bir birimizle paylaşabiliyoruz. Bu sebeple Çin’de salgının yayılmasıyla, bir çok şirket önlem olarak kısıtlamalara giderek kurumsal organizasyonlarını iptal etti. Bir çok insan seyahatlerini durdurdu. Harcamalarını kısıtladı. Dolayısıyla büyük bir ekonomik problemler zinciri o dönemde başladı.

Çok Büyük Organizasyonlar İptal Edildi!

Dünya’da rekreatif amaçla ve MICE amacıyla gerçekleştirilecek aktivitelerin tümü Korona virüs sebebiyle iptal edildi. Automechanika, Cenevre Otomobil Fuarı, Barselona’da gerçekleşecek Mobil Dünya Kongre’si, Facebook’un F8 Konferansı, ITB Berlin gibi marka olmuş bir çok etkinlik iptal veya erteleme yapmak zorunda kaldı. Bu tarz organizasyonların; gerçekleştirildikleri destinasyonlara çok ciddi ekonomik kazançlar sağlayan organizasyonlar olması sebebiyle yine çok ciddi zararlara sebep olduğunu tartışmanın bir anlamı yok sanırım. Bu yaraların destinasyonlar tarafından nasıl onarılabileceğini konuşmak apayrı bir roman konusu olacağından şu an bu konuya değinmenin anlamı yok sanırım.

Sars’tan Farkı Nedir? Neden Daha Hızlı Yayıldı?

2003 yılında yayılan Sars ile Covid’in yayılma hızının farkı tamamen dünyada gerçekleşen dolaşım kaynaklı. 2002 yılında Çin, 38 Milyon yabancı turist alırken 2019 yılında 142 Milyon turist aldı. Yine Çin, 2003 yılında yurtdışına 17 milyon vatandaş gönderirken, 2019 yılında 134 milyon vatandaş yurtdışına çıktı. Bu sayılar bile yayılım hızının artışına nedeni çok ciddi derecede açıklıyor.

Günün sonunda tüm toplumların sağlığına ciddi bir darbe vursa da Çin’in küresel ekonomide ve turizmde 18 yılda kat etmiş olduğu bu hızlı büyüme hikayesi ise apayrı bir başarı öyküsü olsa gerek.

Sars ile Covid 19’u karşılaştıran bir tabloyu aşağıdaki gibi derledim.

Uzun Dönemde Ne Olacak?

Herkesin dillendirdiği gibi, benim de yukarıda paylaştığım gibi turizm bir çok sektörü destekleyen bir Lokomotif. Dolayısıyla duran turizm aktivitelerinin etkisini önümüzdeki dönemlerde daha çok hissedeceğiz. Hayatın turizmciler açısından olağan akışına girmesi çok zorlu olacak.

Turizmciyseniz şöyle bir düşünün; her şey olağan akışında devam ediyor olsa muhtemelen önümüzdeki hafta otelinizin doluluk oranını %5 artırmak adına çalışmalar yapıyor olacakken, bugün %100 boş bir otelle baş başasınız veya bir çalışansanız ücretsiz izinde evde oturuyor bile olabilirsiniz. Ya da sağlam ekonomik temelleri olan bir şirketin çalışanıysanız ücretli izinde kaygıyla geleceğe bakıyorsunuzdur. Bir MICE şirketi veya tedarikçisiyseniz yarınki kuruluma yetişecek şeyler için uykusuz kalmıştınız değil mi? Yorulmuştunuz, yemek dahi yememiştiniz. Belki maalesef çocuğunuzu görememiştiniz. Ancak ne yazık ki geldiğimiz noktada iptal edilen işlerden alamadığınız hizmet bedellerini ya da satın almasını yaptığınız ekipmanların ödemelerini nasıl yapacağınızı kara kara düşünüyorsunuz.

Sektörde yalnızca tüketici olarak yani “müşteri, misafir vb.” olarak bulunan bir kişiyseniz siz de muhtemelen tüm dünya olağan akışında devam etseydi ucuz uçak bileti bakıyordunuz. Yahut yaz tatilinizi planlıyordunuz. Nereye gitmek isterdiniz sahi? Milano güzel bir seçenek olabilirdi. Ya da Antalya’da sahilde keyif yapmak ne güzel olurdu değil mi?! Hatta kurumsal iletişimci veya İK’cıysanız şirketiniz için mayıs ayında gerçekleştireceğiniz away-dayi, yahut lansmanı planlarken bunalmış bile olabilirdiniz.

Ama ne yazık ki, tüm bunlar günlük gündemimizden fazlasıyla uzakta şu anda. Keşke o günler çok uzakta olmasaydı! Uzak görüşünü kendim dillendirmiyorum. Bunu hepimiz biliyoruz kabusun kısa sürmesini diliyoruz. Ancak UNWTO önceki salgınları analiz etti ve hiç görmek istemeyeceğimiz bir sonucu önümüze koydu. Normalleşme süreci ve ortalama düzelme süresi 19 Ay’dan uzun sürecek. Bu hepimiz için çok karamsar bir tablo olsa da tam performans işlerimize geri dönmemiz adına baz almamız gereken sürenin bu olduğuna ben yürekten inanıyorum aksi taktirde büyük bir hayal kırıklığıyla baş başa kalabiliriz.

Dolayısıyla bir süre daha misafirsiz kalacak otelcilere, bir süre daha operasyondan uzak kalacak etkinlikçilere, tursuz kalacak rehberlere, uçak bileti ve tatil satamayan acentelere kolaylık dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Dilerim gereken desteği, ilgili kurumlardan alabiliriz. Dilerim bu yalnızlığımız uzun sürmez.

#EvdeKal’ın, kara kara düşünüp canınızı sıkmayın. Toplum psikolojisinin bu tarz salgınlarda önem az ettiğini unutmayıp birbirimizden desteği esirgemeyelim. Unutmayın, bu günler geçtiğinde paylaşacak ve konuşacak birbirimize anlatacak çok anımız olacak. Sizinle güzel günlerde görüşmek dileğiyle.

Sağlık Turizmi ve Siyasi, Politik, Ekonomik Etkileri

0

Günümüzde bilgiye ulaşma hızının fazlasıyla artması, farklı destinasyonlarla ilgili artan turizm pazarlaması faaliyetlerinin son tüketici hedefine hızlı olarak ulaşmasını sağlıyor. Bu süreçte sağlık turizmi de giderek popülerlik kazanıyor. Dolayısıyla sağlık turizminin, toplumsal, ekonomik ve siyasal açıdan sahip olduğu ve oluşturabileceği etkileri ciddi bir şekilde ele almak gerekiyor.

Bu yazıda, sağlık turizmini ve birkaç önemli etkisini ele aldım.

Sağlık Turizmi Nedir? 

Sağlık turizmi, hastanın bulunduğu ülkede almak istediği ancak tedavi süreçlerinin uzunluğu, hizmet kalitesizliği ve tedavinin daha pahalı olması sebebiyle alamadığı için alternatif destinasyonlarda verilen tedavi yöntemlerini tercih etmesidir.

Sağlık Turizmi ve Ekonomi

Yurtdışından gelen turistlerin ağırlanması süreci, ağırlayan ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’na ciddi katkılar sağlıyor. Aynı zamanda ağırlayan destinasyonlarda çeşitli istihdam olanakları doğmasına sebep oluyor.

Sağlık Turizmi Gelirleri

Sağlık turizminden elde edilen gelir sadece turizm ve tıp endüstrisine değil, bunları destekleyen sektörlere de katkı sağlıyor.

Özellikle dolaylı olarak ortaya çıkan bu ekonomi hiçte küçümsenecek seviyede değil!

İlaç Şirketleri ve Cerrahi – Medikal Şirketleri

Sağlık turizminin artmasıyla ilaç ve cerrahi – medikal şirketleri gibi tıpla yakından alakalı olan endüstrilerin de iş hacminde bir artış gözlemleneceği inkar edilemez bir gerçektir.
Bir tıbbi operasyon için yurtdışından gelen hastaların kullanması gereken ilaçların ve ekipmanların tümünü bulundukları ülkeden alması gerekiyor.

Örneğin ortopedik veya cerrahi operasyonlar geçirmiş bir hastanın satınalabileceği ekipmanlar (boyunluk, tekerlekli sandalye vb. gibi) satınalması veya kiralaması, küçük gibi görünse de çok ciddi bir ekonomi oluşmasına katkı sağlıyor. Özellikle yoğun sağlık turisti alan ülkelerde bu miktarın fazlasıyla yükseleceğini unutmamak gerekiyor.

Gezi ve Turizm

Çoğu zaman, tıbbi turistler varış ülkesinde bir prosedüre girdikten sonra geri kalmayı tercih ederler ve onlara çok ihtiyaç duyulan gizlilik ve gevşeme veren bir tatille iyileşmelerine yardımcı olurlar. Tıbbi gezginlerin geri kalmalarının ve varış ülkesindeki gezi fırsatlarına göz yummanın bir başka nedeni, yaptıkları yatırımdan en iyi şekilde yararlanmaktır.

Sağlık sorunları için farklı ülkelere giden turistler, tedavilerinin bitmesinden sonra o ülkede biraz daha vakit geçirip dinlenmeye ve rahat etmeye ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacın altında yatan en temel sebepleri, yaptıkları seyahatın ve harcadıkları paranın tabiri caizse ‘hakkını’ vermek istemeleridir. Bu istek, turizm endüstrisini maddi ve manevi olara besleyerek konaklama, ulaşım ve çeşitli paydaşlar içerisinde iş birliği kurulmasını sağlamaya katkı sunar. Böylelikle, maddi olarak sektöre ciddi getiriler sağlanmış olur.
Bugün 12 milyondan fazla hasta, tedavi için yurtdışına çıkıyor. Sağlık turizminin bu denli büyük bir pastaya sahip olmasıysa,  konaklama başta olmak üzere tüm turizm sektöründe ciddi bir karşılık buluyor.

Özellikle de yatırım alanı arayan kuruluşlar için; sağlık turizmi firmaları gibi yeni iş kollarının oluşmasını sağlarken, sağlık turizmi acentası açmak isteyenler için de birikim yapma heyecanı oluşturuyor.

Sağlık Turizminin Topluma Etkisi

Sağlık Turizmi sadece istihdam oluşturan, gayri safi yurt içi hasılayı arttıran bir endüstri dalı değildir. Sağlık turizminin ayrıca toplumsal etkisi de yadırganamayacak seviyede yüksektir. Özellikle sağlık turizmine olan talebin arttığı destinasyonlarda bu alanı besleyecek destekleyici unsurlara yapılan yatırımların da artması kaçınılmaz olur. Böylelikle, altyapıdan tutun da toplu taşıma ağlarının yeniden düzenlenmesine, vatandaşa sunulan sağlık hizmetleri politikasının iyileştirilmesine kadar bütün bir destinasyonun gelişmesini sağlayacak en temel yatırımlar gerçekleştirilmek zorunda kalınabilir.

Zira işin olağan akışında bir destinasyona ‘hasta’ gönderen; sağlık turizmi acentaları, sağlık turizmi teşvikleri veren ülkeler, ve diğer tüm sağlık turizmi aracı kurumları bu şehirlerin altyapısına ve turistik noktalara olan yakınlığına da dikkat ediyorlar. Yani dünyanın en kaliteli hastahanesini de yapsanız; altyapınız ve diğer hizmetleriniz yetersizse kimse sizi dikkate almayabilir.

Artan gayri safi yurtiçi hasıla ve istihdam oranı, yaşam standartını ve nüfusun harcama oranlarını yükseltmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için bu sosyal değişimler, ülkenin kalkınmasına ve 360 derece şekilde bütün alanlarda büyümesine ivme kazandırmaktadır. Öte yandan, gelişmiş ülkelerin bir çoğu sağlık turizmi alanında marka destinasyon olmayı hedeflemektedir.

Hindistan sağlık turizmi endüstrisinin 2020 yılına kadar 7-8 milyar doların üzerinde bir gelir elde etmesi beklendiği göz önüne alınırsa, bu alandan beklenen gelir, kalkınma modellerinin fazlasıyla gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler olduğu ortaya çıkıyor.

Sağlık Turizminin Siyasi Etkisi 

İki veya daha fazla ülke arasındaki sağlık turizmine katılan kişilerin sayısındaki artış, aynı zamanda ülkeler arası alışverişin de gelişmesini sağlıyor. Bu gelişmelerin çoğalması, iki ülkenin yönetim organları arasında olumlu ilişkiler tesis etmeye katkı sağlar. Böylelikle, iki ülke arasında samimi ilişkiler gelişerek fikir alışverişi yapma fırsatı doğar. Bu noktada turizmin milletler arası barışı tesis etmekteki yerinin önemini anlayan devletler açısından, sağlık turizmi ve geliştirilmesi çok önemli bir yere sahip olmalıdır düşüncesindeyim.

Bütün bu fikirler ışığında Sağlık Turizminin tüm ülkeler için; siyasi, toplumsal ve ekonomik faydaları göz önüne alındığında sağlık turizmi projesi olan ülkelerin önümüzdeki yıllarda her alanda kalkınmalarına katkı sağlayacağı çok açık ve net bir şekilde görülebiliyor.

Destinasyon Nasıl Geliştirilmelidir?

0

Hepimiz turistik destinasyon nasıl geliştirilir diye sorular soruyoruz. Otelimizi veya acentemizi bir şekilde doğru pazarlama stratejileriyle buluşturarak ilerletmek istiyoruz. Bu ilerlemeleri nasıl yapacağımız konusundaysa sektör olarak müthiş bir bilinmezliğe sahibiz. Her ajansta aynı klişe içerikler ve projeler, her yöneticide birbirine “en az ikiz kardeş kadar!” benzeyen fikirler var. Bu fikirlerin hepsi turizm pazarlaması adı altında sektörde çeşitli kişiler tarafından kullanılmaya çalışılıyor. Başarıya ulaşanlar var, başarıya ulaşmaya çok yakın olanlar var, hezimete uğrayanlar var. Var da var! Peki, “başarı oranını nasıl yükseltiriz?”i düşünmek kimsenin aklına gelmiyor mu? Yahu biraz olsun bırakalım otelimizi, acentemizi, destinasyonumuzu; azıcıkta pazarlama stratejilerini nasıl geliştirebiliriz, nasıl daha güçlü içerikler üretebiliriz diye düşünüp ondan sonra otelimizi veya ürünümüzü düşünelim.

Bunu hep söylüyorum yine söyleyeceğim ama, turizmde pazarlama faaliyetlerine başlamadan önce kesinlikle bir turizm pazarlaması planı oluşturmalısınız. Pazarlama planınız olmadan ne dijitalde ne konvansiyonel medyada önünüzü görmeniz çok mümkün olmuyor. Uluslararası camiada ve ulusal piyasada başarılı olan işletmelerin çoğunun pazarlama planları oldukça efektif şekilde hazırlanıyor. Stratejilerinizle iç içe yürüyecek olan bir plana sahipseniz ve sürekli güncelleyebilirseniz pazarlama kısmının en önemli adımlarını başarıyla atmış olacaksınız.

Destinasyon ‘un Hedef Kitlesini Netleştirin!

Planınızın en önemli noktalarından biri de, kimi hedeflediğinizi bilmektir. Kime ürün/hizmet/destinasyon satacağınızı bilmezseniz rekabetin yüksek olduğu turizm sektöründe başarısızlığa uğrarsınız.

Aileler mi, çiftler mi, yaşlılar mı, sırt çantasıyla gezen maceracılar mı? Bu sorunun cevabını çok ciddi şekilde bilmeniz gerekiyor. Ünlü bir golf destinasyonundaki bir ürün-destinasyon-hizmetseniz ve müşterileriniz genelde ailelerse bütün herkesi hedeflemek yerine golf yapmak isteyen aileleri kendinize hedef pazar olarak alın. Yani filtrelemelerinizin oldukça güçlü olması gerekiyor. Tatile çıkacak çiftler arıyorsanız, facebook-instagram ikilisini kullanım oranı yüksek olan kadınları hedefleyerek onları çift olarak nasıl mükemmel bir tatil geçireceklerine ikna etmeye çalışın. Onları karşılayacak odadan tutun da, çiftlere özel hediyelerinize kadar herşeyi açık bir şekilde paylaşın.

Influencerlar ile Mutlaka Çalışın!

Seyahat ve turizm endüstrisinin en önemli noktalarından biri; karar verecek olan kişi-kişilerin bölgede yaşayacağı deneyimlere ve alacağı ürün/hizmetlere yönelik bilgi sahibi olmak istemesi. Bu aslında bizim pazarlama planımızın en temel noktası. Seyahat etmeye veya sizden ürün/hizmet almaya karar verecek asıl kişiyi karar verme sürecinde etkilemek bizim için en yakın ihtimallerden biri. Bu karar verme sürecini etkilemek için, insanların sosyal medya aracılığıyla veya internet aracılığıyla yaptığı aramalarda karşısında markanın göstermek isteyeceği ürünleri görmesini sağlamamız gerekiyor.

İçerik üretmek için zaman harcamak yerine, içerik üreticileriyle iş birliği yaparak onların var olan takipçi kitlelerini sizin için reklama çevirmeniz bu anlamda sizin için büyük kolaylık, hem içerik üretmek için zaman harcamıyor hem de direkt olarak hedef kitlenize ulaşabiliyorsunuz. Güçlü içerikler oluşturan ve niş bir takipçi kitlesi olan Influencer’lar ile çalışmanız sizin için büyük bir avantaj. Yalnız burada odak noktanız, klasik ve sabit bir içeriktense özgün içeriklerin ortaya çıkması ve sizinle yaşayacağı deneyimi karar verici mekanizmaya kolay şekilde ulaşabileceği kanallar aracılığıyla ulaştırmak olmalı.

İçerik üretmek için harcayacağımız bütçeyi, içerik üreticisiyle çalışmak için harcamak bizim bu aşamadaki ipucumuz! Bu konuda çalışma yapacaksanız destinasyonlarla ilgili etkinlikler yaptığımız Inflow Summits ‘i incelemeyi atlamayın!

Destinasyon ‘da Yaşanabilecek Deneyimleri Listeleyin

Turizm sektöründe özellikle sürekli olarak seyahat halinde olan hedef kitleyi doğru yakalamak önemli. Seyahat etmeyen kitleye seyahat etme motivasyonu oluşturmaktansa, zaten bu motivasyona sahip olan kitleleri hedeflemek daha doğru bir yol olacaktır. Bulunduğunuz destinasyon ile ilgilili bilgi sahibi olmayan seyahat severlerin ihtiyacını ve isteklerini karşılayan bir rehber hazırlayabilirsiniz. Hem dijital hem basılı olarak hazırlayacağınız bu rehber sayesinde seyahat edecek kişilerin yaşayabilecekleri deneyimlere, ulaşım tekniklerine kadar her türlü bilgiye kolay yoldan ulaşmalarını sağlayabilmelisiniz. Bu bilgiler öyle herkesin bildiği türden değil, bulunduğunuz bölgenin en ince ayrıntılarını bilen oranın yerlisi biri tarafından hazırlandığı belli olan bilgiler olsun. Bunları genelde haritalaştırarak ve fotoğraflarla süsleyerek detaylandırın. Çok fazla kelimeyi kimse okumayacak. Özellikle video içerikler üretimi noktasında potansiyel müşterilerinize yaşayacakları deneyimleri gösteren Instagram ve YouTube videolarını dijital rehberinize entegre etmeyi sakın atlamayın. Onları mutlaka satın almaya yöneltecek içerikler geliştirin. Böylelikle ciddi kazanımlar elde edeceğinizi gözlemleyeceksiniz!

Kullanıcı İçeriklerini Kullanarak Pazarlayın!

İnsanların heyecanlanmasını sağlayacak şekilde; ne yapabileceklerini diğer misafirlerinizin anlatmalarını sağlayın. Bunun için ufak ödüller koyabilirsiniz ve bu ödüller öyle düşündüğünüz gibi maliyeti yüksek olmayan ufak tefek aktiviteler olabilir. Böylelikle insanlar sosyal medya hesaplarından sizi otomatik olarak tanıtmaya ve eğlenmeye başlayacaklar. Bu tarz yarışmalar sayesinde ciddi erişimler sağlayabilirsiniz. İnsanların birbiriyle yarışmayı sevmesini bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Bu fırsat size zamanla çok ciddi dönüşler sağlayacaktır. Hem sizi ve ürününüzü inceleyen kişiler bu yarışma videolarını görerek sizi en iyi şekilde tanıtan son kullanıcılara ulaşarak çok daha iyi fikir sahibi olacaktır.

Bu meydan okumaların dışında, sizi tercih eden misafirlerinizin de paylaşacağı içerikleri onlardan izin isteyin ve kendi sosyal medya hesaplarınızda pinleyerek kullanmaya başlayın. Burada dışarıdan bakıldığında sizin üretmediğiniz anlaşılan içeriklerin daha çok ilgi çektiğini otomatikman göreceksiniz.

Özellikle size ait olan ürünün, otelin veya destinasyonun çalışanlarının veya farklı ürünlerini paylaşmanın bir yolunu bulun. Farklı olan noktaları insanlar severler ve paylaşırlar. Özellikle personelinizin insanlara olan davranışlarını anlatabilirsiniz veya bir restoranınızda kamerayla yemek yiyebilirsiniz. Böylelikle tüm süreçleri insanların görmelerini sağlayacaksınız. İlgilerini çekerlerse bu içeriği paylaşıp size viral bir tanıtım imkanı sağlayabileceklerini aklınızdan çıkarmayın!

Mobil – İnovatif Olun

Seyahat etme eğilimi olan kitlelerin çoğu, mobil cihazlarda diğer tüm cihazlardan daha çok zaman harcıyor. Mobil platformda bu kitleye hitap edecek içerikleriniz her zaman hazır ve erişilebilir olun. Kullanıcı dostu, hızlı yükleme sürelerine sahip mobil platformlara sahip olmanız sizin için çok ciddi avantajlar ortaya çıkartıyor. Resimlerle, Instagram Stories’le düzenli bir şekilde kendinizi anlatın. Şehrin bilinmeyen noktalarından fotoğraflar paylaşın, yapmak istedikleri şeyleri mutlaka mobilden sunun ve seveceklerini düşündüğünüz yolculuk hikayeleri sunun.

Yeni ve heyecan verici şeyleri vurgulayın, çevrenizdeki etkinlikler ve gelişmelerle sürekli olarak kitlenizi besleyin.

Çok öneriyle sizi de boğmadan anlatabildiğim kadarıyla tecrübelerimi, gözlemlerimi anlattım. Şimdi bu yolları veya kendinizin geliştirdiği alternatif metotları kullanarak bir an önce başlamalısınız, zaman akıyor. Her kaybolan zaman, aslında kaybolan kar marjları demek. Öncelikli olarak hata da yapsanız adım atmaktan korkmayın. Hatalar düzeltilir, sorunlar ve problemler çözülür ancak başlamazsanız her şey daha büyük soruna dönüşebilir. Mutlaka profesyonel kişilerle konuşun, fikir alın ve birlikte yol kat edin. Markanızı büyütmek sizin elinizde, vizyonunuzu kimsenin daraltmasına müsaade etmeyin.

Cari Açığı Turizm Kapatır!

0

Cari Açığı Turizm Kapatır!

Ülkemizin var olan cari açığını kapatmanın en temel yollarından biri ihracatı arttırmak. İhracatın artması için üretimin çok ciddi seviyede yükselmesi gerekiyor. Ancak, üretimin yükselmesi için ar-ge faaliyetleri, üretimin başlaması, ürünün satışa çıkması, pazarlama faaliyetleri gibi bir çok süreçten geçilmesi gerekiyor. Bu süreci zamanla ölçmeye kalktığımızda sistemin oturması adına minimum beş yıla ihtiyacımız var. Ancak ülke olarak kaybedecek zamanımız yok. Son zamanlarda yaşanan gelişmeleri gözlemledikten sonra, son zamanlarda tek hemfikir olduğumuz konu bu diye düşünüyorum. Ancak, Amerika ve diğer yabancı ülke menşeili ürünlere olan bağlılığımızı azaltmak bu işin tek çözümü değil. O ürünlere Çin gibi alternatifler üretebiliyor olmamız lazım. Biz bu alternatifleri araştırırken bir yandan da acil eylem planları devreye koymamız gerekiyor.

Benim şahsi kanaatim bu acil eylem planlarının ele alması gereken en öncelikli konu Turizm! İyi de zaten turizmde iyiyiz diyenlerinizi duyuyor gibiyim. Geçenlerde katıldığım bir toplantıda, çok sevdiğim bir büyüğüm dünya kongre turizminin en büyük otoritelerinden olan ICCA(Uluslararası Kongre ve Konvansiyon Birliği)’nin istatistiklerini hatırlattı. Bu hatırlatmayı ben de bu vesileyle size aktarmak istedim, ICCA 2015 yılında Dünya’da kongreler için en çok tercih edilen şehirleri yayınladığında İstanbul 8. sıradaydı. 2017’de ise Avrupa’da 74. Dünya’da ise 133. Sırada! Evet çok acı. 2 senede yaşanan bu düşüş, cari açığı da etkileyen en önemli faktörlerden aslında. Küçük bir rakam gibi görülse de her uluslararası kongrenin ülkeye bıraktığı döviz miktarı yekünde çok ciddi rakamlara erişiyor. Bu düşüşün temel sebepleri arasında Atatürk Havalimanı’nda ve Sultanahmet’te gerçekleşen bombalı saldırılar yatıyor. Terörün sadece kendi vatandaşımızı ve iç ekonomimizi etkilediğini düşünenlere okutulması gereken istatistikler bunlar bence. Dış ülkelere kayan bu ekonomik girdinin bizi etkilemesine kimler sevinir bir düşünmek gerekir! Evet, doğru bildiniz dış güçler! Terörü destekleyen çeşitli ülkelerin niyetinin sadece ülkenin vatandaşını huzursuz etmek değil, ekonomisini de çökertmek olduğu yeni yeni anlaşılsa da yıllardır süregelen bir gerçeklik aslında.

Bizim buna çözümümüz “Terörün önünü keseceğiz” olmaktan öteye gitmelidir. Kongre turizminde zayıflıyorsak, bu alanı nasıl güçlendireceğimizi, yeni pazarlar nasıl oluşturabileceğimizi konuşmak ve bunu uygulamaya sokmak terörün önünü kesmek için en güçlü silahlardan biri aslında. Dünya’nın bir çok ülkesine 3-4 saatlik uçuş mesafesinde olan bir ülke olarak elimizdeki bu gücü doğru yönetmemiz gerekiyor. Kongre turizminin yanı sıra şehirlerimizin hatta ilçelerimizin de bir turizm seferberliği başlatması gerekiyor. Trabzon bu konuda en büyük örneklerimizden, 5-10 sene evvel 100TL’ye satılan odaları bu yıl 150-200€’dan aşağı almak mümkün değil. Yine ilçe olarak Belek, Alanya’ya gelen 10 Turistin harcadığı parayı Belek’e gelen 1 Turist tek başına harcıyor. Peki ama bu sürece nasıl gelindi? Bu sürece nasıl gelindiğini tüm şehirlerimizin ve ilçelerimizin kavraması gerekiyor.

Şehirlerimiz Turist Fabrikası Olur!

Destinasyon yönetimi denilen olguyu kavrayıp, şehirlerimizin her noktasına iyi bir şekilde uygulamamız gerekiyor. Şehirlerimizin istisnasız tümü turizm için inanılmaz potansiyeller taşıyor. Bu şehirlerin altyapılarını güçlendirerek, tüm tur operatörlerine davetler düzenlememiz ve şehirlerimizi tanıtmamız şart. Bu şehirleri tüm dünyaya tanıtacak faaliyetlerle, üretim için gereken sürelerin neredeyse çeyreğine ülkeye büyük döviz girdileri sağlayabiliriz. “Bu faaliyet planlamalarını nasıl yapmamız gerekiyor” sorularına karşılık Kültür & Turizm Bakanlığı’mızın bir komisyon kurarak tüm şehirleri bir “Turist Fabrikası” haline getirmek için çalışmalara başlaması gerekiyor. Sektörden olan ve sektörü iyi tanıyan bir bakanımızın olması bu konuda bizim için tarihi bir fırsat. Bu fırsatları iyi değerlendirmemiz gerek.

Uluslararası Etkinlikler Organize Edelim!

Doğal güzelliklerimizin yanısıra, turistin bizim ülkemizi ve şehirlerimizi ziyaret etmelerine bir sebep oluşturacak etkinlikler düzenlememiz gerekiyor. Bu etkinlikler kısıtlamalara maruz kalmamalı ve güvenlik açısından bir problem taşımadığını kanıtlayan etkinlikler olmalı. Bu süreci pazarlama süreci olarak değerlendirerek, uluslararası bilinirliğe ulaşmış kişilerin de bu etkinliklere davet edilmeli. Bu bizim marka kimliğimizi tekrar ön plana çıkartacak en önemli adımlardan biri olacaktır. İnsanları ünlü kişilerle etkileyebilmeli, bunun sonucunda da şehirlerimizi ziyaret etmelerini kolaylaştırıcı faaliyetlerle ülkemizi çekmeliyiz. Bunu hali hazırda yapılan charter uçuş desteklerinin genişletilmesi, Türk Havayolları aracılığıyla uygun bilet fiyatlaması yapılması vb. bir çok yöntem ile gerçekleştirebiliriz.

Şehirlerimizi Dünyaya Tanıtalım!

Spesifik şehirlerimizi ön plana çıkartmaktansa, tanıtım faaliyetlerinde tüm şehirlerimizden birer parçayı ön plana çıkartalım. Bakanlığımızın geçmişte yayınladığı turkuvaz deniz üzerinde tüm değerlerimizi anlatan filmi herkes hatırlar sanıyorum. Bu film gibi filmlerimizi, video içeriklerin bu denli önemli olduğu bir ortamda farklı mecralara uygun şekilde yayarak tüm şehirlerimizi Dünya’ya tanıtalım.

Booking ve diğer tur operatörlerine iç pazarda müsaade etmesekte, dış pazar için bu alanı reklam mecrası olarak görebiliriz. Hatta sektörden büyüklerimin bana kızacağını bile bile bir tık ileri gidiyorum, Booking varsın vergi ödemesin! Hesaplayalım, ne kadar vergi ödemesi gerekiyorsa, bu tutar karşılığında şehirlerimizin tüm dünyaya reklamını yapmasını isteyelim. Bu bize vergi gelirinden kat be kat fazla olarak dönecektir!

Gastronomiye Yönelelim!

Kültürel bir değerden öte bir yaşam tarzıdır, laf söylemek bana düşmez ama tüm dünyanın sevebileceği bir gastronomi kültürümüz var! Bu kültürü iyi değerlendirmek, tüm dünyaya yaprak sarmaları, mantıları yedirmek gerekiyor diye düşünüyorum! Dünya’nın en zengin mutfaklarından birine sahibiz (hatta bence en zengini!). Bu değeri tüm dünyaya pazarlamamak aslında bu ülkeye ihanetten fazlası değil.  Baklavayı Yunanistan sahiplendikten sonra biraz aklımız başımıza gelse de, tüm yemeklerimizi tescil ettirmemiz gerekiyor! Bunu tescil almaktan öteye taşıyıp, turist çekmek için en önemli silahlardan biri olarak kullanmaya başlamalıyız.

Nusret gibi markalarımızın kendi mutfak kültürümüze uygun bir şekilde tüm dünyaya yayılmasını sağlamalıyız. Gaziantep’in gastronomi değerine sahip çıktığı gibi, tüm şehirlerimizin bunu uygulamadığı ve hayata geçirmesini  sağladığı gün ülkenin turistik potansiyelinin ne kadar fazlalaştığını hep beraber göreceğiz!

Sağlık Turizmine Gereken Önemi Verelim!

Sağlık dünyanın her yerinde gerekli kalifiye eleman ve ekipman olmadığından pahalı bir hizmet. Ancak ülkemiz bu konuda da inanılmaz bir cennet. Ucuza mal ettiğimiz sağlık hizmetini, potansiyel sağlık turisti çekilecek ülkeleri belirleyerek buradaki ücretlerle kıyaslayarak fiyatlamamız ve sunmamız gerekiyor. Paket halinde hazırlanacak sağlık turlarının çoğaltılması ve bilinçli bir şekilde pazarlanması sonucu inanılmaz girdiler sağlayacağımızı düşünüyorum.

Uygulanacak Çok Reçete Var!

Tüm bu bilgilerin ışığında yürüdüğümüz taktirde, üretimi büyütme noktasında hazırlık yaptığımız süre boyunca, uygulayacağımız acil eylem reçeteleriyle boşuna zaman kaybetmemiş oluruz. 5 yıl içerisinde hem üretim, hem turizm noktasında dünyaya örnek olabilecek bir kalkınma modeli uygulayan ve cari açığı azalan bir Türkiye tablosu çizebiliriz. “Üretim yapacağız hızlanıyoruz ve hazırlanıyoruz” düşüncesiyle tüm bu konuları hazırlık süresinde gözardı edersek, kaybımız çok büyük olacaktır.  Hepimize düşen bir görev var, bu görevi en iyi şekilde ifa etmemiz gerekiyor.

Başarı Yolunda Herkese Kulak Asma!

0

Başarı Yolunda Sağlam Mide Şart

Mideniz büyük başarı yolunda giderken en güçlü olması gereken araçlardan biridir! Bu yolda aradığınız şeyler olsun veya olmasın, yolculuk boyunca hem istediğiniz hem de istemediğiniz birçok tavsiye ile su içeceksiniz.  Durun canım telaşlanmayın ne suyu diye! Bu yolda size verilecek tavsiyelerden bahsediyorum tam olarak.

Genç girişimci olarak başkalarının tavsiyelerini nasıl uyguladığınız, neleri uygulayacağınız konusunda son derece dikkatli olmalısınız. Bu tavsiyelerin başarı çizginizi etkileyecek unsurlar olduğunu unutmadan hareket etmelisiniz.

Daha önce de farklı insanların da defalarca dediği gibi, başarı kazanmak için birbirinden farklı yollar vardır. Herkesin başarıya ulaştığı yol aynı değildir. Her şey de sizinle alakalı değildir ve bazılarının potansiyel kazanımları sizin oldukça zararınıza olabilir. Kalbinizde, vücudunuzda ve ruhunuzda yankılanan bir tavsiye ile karşılaşırsanız, bir kağıt ağırlığına kazıyarak masanızın üzerine koyun. Eğer öyle değilse, başkalarının görüşleri için o kağıdı oluşturan ağacı heba etmeyin!

Gerçekten tek olacak bir ürün veya hizmet oluşturmak istiyorsanız, göz ucuyla dahi olsa farklı yerlerden kopya çekmemek zorundasınız. Zaten gerçekten özgün bir ürün veya hizmet oluşturuyorsanız, asla rakipleriniz olmayacak demektir. Ya da rakiplerinizin sizin için bir önemi olmayacak!

O yüzden aşağıda yazdığım maddeleri dikkate alıp bu yola öyle koyulmanız sizin için daha sağlıklı olacaktır. Başarı çalışılınca kazanılır, bunu da unutmayın!

Başkalarının Eğilimleri Başarınızı Kısıtlayabilir

İnsanlar kendi ön yargılarına ve kısıtlamalarına sahiptir; bunların birçoğu sahip oldukları deneyimlerden oluşur. Çoğu zaman diğer insanların tavsiyelerinin kusurlu olduğunu fark edeceksiniz. Bunun sebebi herkesin kendi korkuları, şüpheleri ve kişisel sığınma alanlarının olması.

Onların penceresinden bakıldığında başarması zor olan şeyler, herkes için zor gözüktüğü içindi. Tatsız buldukları şeyler ise, herkesin hoşlanmadığı şeylerdi. Projelerine inanan girişimciler ise o projelere sonuna kadar inanıp, herkese bunun kolay olduğunu anlatmayı ve hoşlarına gitmesini sağlamayı tercih ettiler.

Airbnb ilk oluşturulduğunda ve yatırımcılara sunulduğunda dünyaca ünlü on üst düzey yatırımcı, “Bu projenin bir şaka olduğunu” düşündüklerini söyleyerek, insanların bunu asla yapmayacağını söylüyor. Airbnb kurucularına da, bu yaratıcı zihinlerini daha uygulanabilir alanlara yönlendirmelerini “tavsiye” ediyorlar.

Onlar bu tavsiyeyi kağıda yazıp kağıdı heba etmeyi tercih etmeyerek şirketlerini kurdular. Bu tavsiyeyi dinlememek şirketlerine 4 yılda 500 milyon doların üstünde işlem yaptırdı!

Mideniz Temiz Suları Zaten Tanıyor!

Başkalarını dinlemenin baştan başa sorunlu olduğu söylenemese de, bazıları için dikkate almanız noktalar var. O tecrübeleri paylaşanlarla sizin zihniniz, yaratıcılığınız, tecrübeniz ve bakış açınız aynı değil.

Örneğin, herkesin elinde gördüğünüz metal su şişeleri (Tupper da deniyor) satılmak için yola çıkıldığında herkes bu ürüne işlevsiz dedi. İnsanların sırf modaya uyuyor diye böyle birşeye para ödeyeceğine inancın olmadığı bir pazara girdi. Birçok mağaza bu şişeleri satmayı reddetti. Üretici firmanın Ürün-fiyat kavramını ihlal ettiğini söyledi. Kimse 35 dolarlık bir su şişesi satmak istemedi.

Birileri o ürünü asla kabul etmedi ve üretici firma bu ürünün kaderini o satıcılara bırakmadı ve çalışmaya devam etti. Sonuç: şirket 2016 yılında 50 milyon dolarlık satış yaptı!

İş Dünyasında Başarıya Ulaşmanın Yolu Tek Değildir!

Yollardaki tuzaklar, hatalar, utançlar, açıklamalar ve sürprizler, aynı parmak uçlarınıza özgü olan parmak izi gibi   çok kişisel ve son derece tekil şeyler! Başkalarının görüşlerini sürekli olarak dikkate alırsanız, kendi vizyonunuzu hafifletmeye başlar ve başkalarının saçmalıklarına kapılırsınız.Başkalarının size uygun olarak verdikleri tavsiyeleri göz önüne alarak davranın! Her saçmalığı benimseyip ona göre hareket etmeyin!

Kendi yolunu hazırla ve omzunun üzerinden bakma.

İşletme dersi veren kurumlar genelde öğrencilerine müşterinin gerçekten ne istediğini anlamalarını ve bunu altın tepside sunmaları gerektiğini öğretir. Bence bu teori çok yanlış. Bir işletmenin başarıya ulaşmasında etken olan şey, yenilikçi bir ürün veya hizmet oluşturmasıdır. İnsanlar o ürün veya hizmeti yeniden tanımlayarak o ürünü benimser.

Yani, insanların istediklerini onlara sunmaktansa, sunacağınız ürün veya hizmetle insanlara daha öncesinde ne istediklerini bilmediklerini gösterin.

Popüler Yazılar

Sosyal Medya

21,187TakipçilerTakip Et
161,768TakipçilerTakip Et