Koronavirüs dünyada ciddi etkiler gösteriyor. Görüldüğü her ülkenin bir numaralı gündemi oluyor. Aralık 2019’da yayılmaya başlayan bu virüs, ülkemiz de başta olmak üzere bir çok ülkede görüldü. Tüm dünyada insanların ölümüne sebep oldu ve hayatı durma noktasına getirdi. Hatta ben bu yazıyı yazarken tüm ülkelerde 510.000’ doğrulanmış vaka var. Bu olayın ciddiyetini anlamamız için yeterli bir sayı olsa gerek. Son zamanlarda Dünya’da sadece oluşturduğu ürünlerin kalitesi ve Amerika ile ticareti konusunda anlaşmazlıklarıyla konuştuğumuz bir ülkenin, dünyayı bu denli etkileyebileceğini tahmin etmezdik.

Çin Dünya Turizm Ekonomisini Nasıl Etkiler?

Dünya’nın en çok seyahat eden ülkesi Çin. UNWTO’nun raporuna göre, Çinliler 2018’de 150 Milyon’dan fazla seyahat etti. 277 Milyar Dolar para harcadı. Hatta bir çok destinasyon Çin vatandaşlarına özel hizmetler geliştirdi. Bu hizmete yönelik istihdam sağlamak, ödeme teknolojilerini değiştirmek gibi bir çok adım attı. Ancak! Bir çok havayolu Çin’e olan uçuşlarının tümünü durdurdu.Hatta Çin’de bugün, ikinci bir gelişmeye kadar oturum izinleri de dahil olmak üzere tüm yabancıların ülkeye girişini yasakladı. Bazı şehirlerinde de karantina uygulamaya devam ediyor. Dolayısıyla bir çok havayolu, konaklama, yiyecek-içecek işletmesi bu yıl Çin’den gelen yolcuları -tüm dünya COVID-19’u atlatsa dahi- unutmak zorunda kalacak. Çünkü Çin ikinci bir salgın dalgasından çekiniyor. IATA, sırf Çin’den kaynaklı havayolu kaybının 30 Milyar Dolardan fazla olduğunu duyurdu. Zaten son yıllarda patır patır uçaklarını hangarlara çeken ve iflaslar açıklayan havayolu şirketleri için de inanılmaz hızlı bir çöküş yaşayacak.

Cruise Seyahati için de durum benzer. Amerika’dan sonra, Cruise Seyahat için en büyük pazar Çin. 2.4 Milyon Çin vatandaşı, Cruise seyahatlerine katılıyordu. Hatta 5 yıllık dönemde en büyük pazar olması bekleniyordu. Ancak, Diamond Princess’te gerçekleşen vaka sayıları ve ölümler dolayısıyla tüm Cruise gemileri Çin’e olan liman ziyaretlerini iptal etti. 12 Aydan daha kısa sürede başlamayacağı kesin olan seyahatler, bir çok şirket için marka algısı düşüşü sanırım kolay toparlanamayacak zararlara sebep olacaktır.

Ve MICE! Dünya ticaretinin küresel öncülerinden olan Çin, iş seyahati ve etkinlikler açısından da en çok faaliyet düzenleyen ülkelerden biri! Çin’in küresel dolaşıma az katılması ve küresel salgının devamının ön görülmesi, MICE sektörü için maalesef büyük bir Çin darbesi olacak.

Tabii ki burada yalnızca Çin’in etkisini konuşmak yanlış olacaktır. Küresel etkisi daha ağır olacak bu salgını iyi kavramak gerekiyor.

Küresel Turizm Ekonomisine Etkisi Nasıl Olacak?

Bazı kaynaklara göre turizm ekonomisi; her yıl 6 Trilyon $ gelir ve 319 Milyon kişinin istihdamını sağlayan bir ekonomi. Bu ekonomik döngü içerisinde oteller, perakende, yiyecek-içecek şirketleri, otobüs firmaları, havayolları firmaları, teknoloji firmaları, kongre, etkinlik, fuar firmaları ve tüm bunlara tedarik sağlayan şirketler bulunuyor. Turizm sektörü, tüm dünya ekonomisinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla denilen (GDP)’nin %10,4’ünü ve tüm dünya istihdamının da %10’unu karşılayan bir sektör. Turizm sektörünün sarsılması demek, şüphesiz küresel bir ekonomik kriz zincirini başlatacaktır.

Salgınların ve terör olaylarının turizm sektöründe büyük etkiler gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Sars’tan ve Ebola’dan sonra sektörün nasıl etkilendiğini gördük. Amerika’da 9 Eylül saldırılarından, Paris’te gerçekleştirilen, İstanbul’da Havalimanı’nın bombalanması ve Sultanahmet’te yaşanan patlamalar sonrasında turizm sektöründe yaşanan düşüşleri hepimiz beraber yaşadık. Korona virüsün de tahmin edilenden daha uzun süreceğinin anlaşılmasıyla beraber sektör krizi atlatamayacağını yüksek sesle dillendirir hale geldi. 2020 Ocak ayında umursamadığımız korona, küresel turizm ekonomisinin önündeki en büyük engel.

Biliyoruz ki Sars ve Ebola’nın etkisinden daha fazla bi durgunluk süreci yaşayacağız. Tüm şehirler, metropoller, ülkeler sokaklardan çekilip evlerine kapanmışken bu etkinin çabuk geçebileceğini hayal etmek, sanırım ütopya olur. Çünkü Sars yayılırken sosyal medya ve iletişim kanalları yok denecek kadar azdı. Ancak bugün, Korona ile ilgili dünyada yaşanan tüm olayları an be an sosyal medyadan takip edebiliyoruz. Bu da psikolojimizi olumsuz yönde etkiliyor. Tüm satınalma tercihlerimizi, hareket tercihlerimizi bu yönde kısıtlıyoruz. Önlemleri, yapılması gerekenleri hızlı bir şekilde -bir çok bilgi kirliliği dolaşmasına rağmen- bir birimizle paylaşabiliyoruz. Bu sebeple Çin’de salgının yayılmasıyla, bir çok şirket önlem olarak kısıtlamalara giderek kurumsal organizasyonlarını iptal etti. Bir çok insan seyahatlerini durdurdu. Harcamalarını kısıtladı. Dolayısıyla büyük bir ekonomik problemler zinciri o dönemde başladı.

Çok Büyük Organizasyonlar İptal Edildi!

Dünya’da rekreatif amaçla ve MICE amacıyla gerçekleştirilecek aktivitelerin tümü Korona virüs sebebiyle iptal edildi. Automechanika, Cenevre Otomobil Fuarı, Barselona’da gerçekleşecek Mobil Dünya Kongre’si, Facebook’un F8 Konferansı, ITB Berlin gibi marka olmuş bir çok etkinlik iptal veya erteleme yapmak zorunda kaldı. Bu tarz organizasyonların; gerçekleştirildikleri destinasyonlara çok ciddi ekonomik kazançlar sağlayan organizasyonlar olması sebebiyle yine çok ciddi zararlara sebep olduğunu tartışmanın bir anlamı yok sanırım. Bu yaraların destinasyonlar tarafından nasıl onarılabileceğini konuşmak apayrı bir roman konusu olacağından şu an bu konuya değinmenin anlamı yok sanırım.

Sars’tan Farkı Nedir? Neden Daha Hızlı Yayıldı?

2003 yılında yayılan Sars ile Covid’in yayılma hızının farkı tamamen dünyada gerçekleşen dolaşım kaynaklı. 2002 yılında Çin, 38 Milyon yabancı turist alırken 2019 yılında 142 Milyon turist aldı. Yine Çin, 2003 yılında yurtdışına 17 milyon vatandaş gönderirken, 2019 yılında 134 milyon vatandaş yurtdışına çıktı. Bu sayılar bile yayılım hızının artışına nedeni çok ciddi derecede açıklıyor.

Günün sonunda tüm toplumların sağlığına ciddi bir darbe vursa da Çin’in küresel ekonomide ve turizmde 18 yılda kat etmiş olduğu bu hızlı büyüme hikayesi ise apayrı bir başarı öyküsü olsa gerek.

Sars ile Covid 19’u karşılaştıran bir tabloyu aşağıdaki gibi derledim.

Uzun Dönemde Ne Olacak?

Herkesin dillendirdiği gibi, benim de yukarıda paylaştığım gibi turizm bir çok sektörü destekleyen bir Lokomotif. Dolayısıyla duran turizm aktivitelerinin etkisini önümüzdeki dönemlerde daha çok hissedeceğiz. Hayatın turizmciler açısından olağan akışına girmesi çok zorlu olacak.

Turizmciyseniz şöyle bir düşünün; her şey olağan akışında devam ediyor olsa muhtemelen önümüzdeki hafta otelinizin doluluk oranını %5 artırmak adına çalışmalar yapıyor olacakken, bugün %100 boş bir otelle baş başasınız veya bir çalışansanız ücretsiz izinde evde oturuyor bile olabilirsiniz. Ya da sağlam ekonomik temelleri olan bir şirketin çalışanıysanız ücretli izinde kaygıyla geleceğe bakıyorsunuzdur. Bir MICE şirketi veya tedarikçisiyseniz yarınki kuruluma yetişecek şeyler için uykusuz kalmıştınız değil mi? Yorulmuştunuz, yemek dahi yememiştiniz. Belki maalesef çocuğunuzu görememiştiniz. Ancak ne yazık ki geldiğimiz noktada iptal edilen işlerden alamadığınız hizmet bedellerini ya da satın almasını yaptığınız ekipmanların ödemelerini nasıl yapacağınızı kara kara düşünüyorsunuz.

Sektörde yalnızca tüketici olarak yani “müşteri, misafir vb.” olarak bulunan bir kişiyseniz siz de muhtemelen tüm dünya olağan akışında devam etseydi ucuz uçak bileti bakıyordunuz. Yahut yaz tatilinizi planlıyordunuz. Nereye gitmek isterdiniz sahi? Milano güzel bir seçenek olabilirdi. Ya da Antalya’da sahilde keyif yapmak ne güzel olurdu değil mi?! Hatta kurumsal iletişimci veya İK’cıysanız şirketiniz için mayıs ayında gerçekleştireceğiniz away-dayi, yahut lansmanı planlarken bunalmış bile olabilirdiniz.

Ama ne yazık ki, tüm bunlar günlük gündemimizden fazlasıyla uzakta şu anda. Keşke o günler çok uzakta olmasaydı! Uzak görüşünü kendim dillendirmiyorum. Bunu hepimiz biliyoruz kabusun kısa sürmesini diliyoruz. Ancak UNWTO önceki salgınları analiz etti ve hiç görmek istemeyeceğimiz bir sonucu önümüze koydu. Normalleşme süreci ve ortalama düzelme süresi 19 Ay’dan uzun sürecek. Bu hepimiz için çok karamsar bir tablo olsa da tam performans işlerimize geri dönmemiz adına baz almamız gereken sürenin bu olduğuna ben yürekten inanıyorum aksi taktirde büyük bir hayal kırıklığıyla baş başa kalabiliriz.

Dolayısıyla bir süre daha misafirsiz kalacak otelcilere, bir süre daha operasyondan uzak kalacak etkinlikçilere, tursuz kalacak rehberlere, uçak bileti ve tatil satamayan acentelere kolaylık dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Dilerim gereken desteği, ilgili kurumlardan alabiliriz. Dilerim bu yalnızlığımız uzun sürmez.

#EvdeKal’ın, kara kara düşünüp canınızı sıkmayın. Toplum psikolojisinin bu tarz salgınlarda önem az ettiğini unutmayıp birbirimizden desteği esirgemeyelim. Unutmayın, bu günler geçtiğinde paylaşacak ve konuşacak birbirimize anlatacak çok anımız olacak. Sizinle güzel günlerde görüşmek dileğiyle.